“Sessizlik, güçlülüğün dile gelmesidir” demiş Franz Kafka… Peki, sessizlik ruh sağlığımızı nasıl etkiler? İşte bilim insanlarının konu hakkında yaptığı çalışmalar ve bu çalışmaların sonuçları…
Elbette yüzyıllardır sessizliğin önemini biliyoruz: Birçok dinde sessizlik hayati bir iyileşme süreci olarak destekleniyor. Sessiz inzivalar, sessiz bir tatil evine kaçış, kırsalda yürüyüşler, meditasyon… Uzmanlar ve araştırmalar, özellikle gürültülü dünyamızda, sessizlik içinde geçirilen zamanın sayısız yararı sağlayabileceğini doğruluyor.
Sessizce oturmak kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir
Yapılan bir araştırma, müzik dinledikten sonra 2 dakikalık bir sessizlik süresinin deneklerin kalp atış hızını ve kan basıncını önemli ölçüde azalttığını saptadı. Yavaş, rahatlatıcı müzikle karşılaştırıldığında bile, sessizlik, kalp sağlığının bu önemli ölçütlerinde daha büyük düşüşlere neden oldu.
Barış
Bilim insanlarının 2013 yılında fareler üzerinde yaptığı bir çalışma zihni susturmanın beyin büyümesini artırdığını ortaya çıkardı. Araştırmacılar, farelerin her gün 2 saat sessizliğe maruz kaldıklarında hipokampusta yeni hücreler geliştirdiğini buldular. Hipokampus, hafızamız, duygularımız ve öğrenme yeteneğimizle bağlantılı beyin bölgesidir.
Psikolog Amy Sullivan, “Yorulduğumuzda, savaş ya da kaç tepkimize aşırı yüklenir ve bir dizi soruna neden oluruz” diyor ve ekliyor “Vücudumuzun strese verdiği fiziksel tepkiyi durdurmaya yardımcı olmak için sinir sisteminin farklı bir bölümünden faydalanmak için sakin, sessiz anları kullanabiliriz.”
Sinirbilimciler sessiz kalmanın dinlenmek, rahatlamak ve yeniden şarj olmak için fırsatlar yaratabileceğini söylüyor. Dr. Sullivan, “Sessizlik içinde oturmayı ve kendi üzerine düşünmeyi öğrenmek, kendimize ve çocuklarımıza verebileceğimiz en büyük hediyelerden biridir. Değer sistemimize, istek ve ihtiyaçlarımıza daha derinden indiğimizde, daha derin bir düzeyde iletişim kurabiliriz. Bu yeteneği geliştirmemiz gerekiyor.”