İnsan vücudu normal şartlarda denge içindedir. Vücuttaki yapılar olması gerektiği gibi çalıştığında, vücuda alınan sıvı ile vücuttan atılan sıvı arasında bir denge söz konusudur.
Bu denge korunduğunda, kalpten alınan sıvı damarlarla dokulara ve organlara taşınır. Bu sıvı ise kan olarak adlandırılır ve kan damarları aracılığıyla gerekli yerlere oksijen ve besin maddeleri taşınır. Vücuttaki bu döngü sağlıklı bir kişide sorunsuz olarak devam eder. Ancak kimi kişilerde çeşitli faktörlere bağlı olarak sıvı dengesinde problemler meydana gelebilir. Sıvı dengesinde bozulmalar sonucu vücutta ödem adı verilen durum meydana gelir.
Ödem meydana gelen kişilerin dokularında normale kıyasla fazla miktarda sıvı birikimi gerçekleşir. Ödem belirtileri en yaygın olarak kol, bacak, el ve ayak bölgelerinde görülür. Bu bölgelerde şişlik ortaya çıkar. Ortaya çıkan şişliğin boyutu ve etkisi ise ödemin karakterine göre değişmektedir. Kimi zaman sadece küçük bir alanı etkilemekle sınırlı kalan ödemler kimi zaman da vücudun tamamını etkileyebilirler. Ödem oluşumu sıklıkla ayak, bacak, el, kol gibi uzuvlarda ortaya çıkar. Bununla birlikte, vücudun herhangi bir bölgesinde ödem oluşumu meydana gelebilir.
Ödem Neden Olur?
Vücutta ödem oluşumunun asıl sebebi vücudumuzda çok miktarda bulunan kılcal damarlardan sızan sıvılardır. Sızan sıvılar sızdıkları bölgelerden kolaylıkla uzaklaştırılamazlar ve birikme yaparlar. Birikmenin meydana geldiği bölgede ise yavaş yavaş şişlik oluşumu gözlenir. Ödem oluşumunun birçok farklı sebebi bulunmaktadır. Kişilerin sahip olduğu sağlıksız alışkanlıklar kimi zaman ödem oluşumunda en büyük faktör olabilir.
Ödem oluşumuna sebep olabilecek faktörlerin başında hareketsizlik gelmektedir. Zira insan vücudu normalde hareket etmeye programlanmıştır. Günümüzde ise hareketsiz yaşam tarzının yaygınlaşmasıyla çeşitli sağlık sorunları gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Vücuttaki kaslar, örneğin bacak bölgesindeki kaslar, yürürken ve hareket ederken damarları sıkıştırırlar. Böylelikle kan vücuttaki kan akışı kolaylaşır. Ancak kişi hareketsiz kaldığında veya çok az hareket ettiğinde kan akışında da aksamalar meydana gelir ve kan damarlarda toplanır. Bu da kimi zaman biriken sıvıların kılcal damarlardan dışarı taşmasına sebebiyet verir.
Bu duruma verilebilecek en uygun örnek ise uzun süreli yolculuk yapıp hareketsiz kalan kişilerin bacaklarında ve ayaklarında sıvı toplanmasıdır. Bunun yanında yüksek sıcaklıklar da ödem oluşumunu tetikleyen faktörler arasındadır. Vücut sıcaklığı arttığında damarlar genişler ve damarlarda bulunan sıvıların dokulara sızması kolaylaşır. Ödem oluşumunda kimi zaman ise rüzgarın geldiği yön pay sahibidir. Kimi kişiler lodostan fazla etkilenirler. Bu kişilerin vücutlarında halsizlik, iştahsızlık, bitkinlik, huzursuzluk, baş ağrısı ve mide bulantısı gibi problemler görülebilir.
Bu belirtilere ek olarak, kimi zaman lodos yüzünden kişinin vücudunda fazladan su toplanabilir ve bu da ödeme yol açar. Çeşitli ilaçlar vücutta ödem oluşumunu tetikleyebilmektedir. Bunlara hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, nonsteroidal anti-inflamatuar ilaçlar, steroidler, östrojenler, HRT ve çeşitli şeker hastalığı ilaçları örnek olarak verilebilir. Vücuttaki fazla tuzun atılamamasından dolayı da ödem oluşumu görülebilmektedir. Bu sebeple fazla tuz tüketmek ödem oluşumuna sebep olan faktörlerden birisi olarak sayılabilir. Kalp damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, tiroit problemleri, lenfödem, karaciğer hastalıkları, kan pıhtılaşması, viral veya bakteriyel enfeksiyonlar ve tümör gibi sağlık sorunlarının mevcut olduğu kişilerde de sıvı dengesinin bozulması muhtemeldir. Bunun yanında gebe olan veya adet döneminde hormonal değişiklik yaşayan kadınlarda da ödem oluşumu görülebilmektedir.
Ödem Belirtileri Nelerdir?
Ödem vücudun birçok farklı bölgesinde ortaya çıkabilir. Yaygın olarak göz kapaklarında, ellerde, ayaklarda, kolda ve bacaklarda şişlik ortaya çıkabilir. Bu şişliğin ve sıvı birikiminin sonucu olarak kişi tartıya çıktığında kilosu eskiye nazaran artış göstermiş olabilir. Bunun yanında kişinin cildi gergin bir görünüm alır ve şişliğin mevcut olduğu bölgelere parmakla bastırıldığında çukur oluşumu gözlenir. Kişinin gün içindeki nabız ve tansiyon değerleri normale kıyasla artış gösterebilir. Bu belirtileri yaşayan kişiler vakit geçmeden uzman bir doktora başvurmalı ve tedaviye başlamalıdır.
Akciğerde ortaya çıkan bazı ödemler kişide ciddi belirtilere sebep olabilir. Bu semptomların arasında nefes darlığı, solunum güçlüğü ve göğüste yoğun bir ağrı hissi vardır. Kişi ödem belirtilerine ek olarak bu şikayetlere de sahipse mümkünse aynı gün hastaneye gitmeli ve acil tıbbi destek almalıdır. Zira akciğer ödemi kişinin hayatını riske atabilir.
Uzun süreli hareketsiz kalma sonucunda ortaya çıkan ödemler genellikle kendiliğinden veya basit bir tedaviyle ortadan kalkarlar. Ancak kimi durumlarda bacaktaki ağrı azalmaz ve şişlik devam eder. Bu durumda derin ven trombozu hastalığından şüphelenilir. Derin ven trombozu çok ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilen bir hastalıktır ve bu yüzden kişi bu tür şikâyetlere sahip olduğu an ihmal etmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
Ödem Çeşitleri Nelerdir?
En yaygın görülen ödem tipleri pulmoner ödem, serebral ödem, göz ödemleri, periferik ödem, primer lenfödem, idiopatik ödem, karın boşluğu ödemi ve pedal ödemi olarak sıralanabilir.
Periferik Ödem: Sıklıkla ayak, bilek, bacak, el ve kol bölgelerinde görülür. Ödemin şişliği vücudun pozisyonuna göre değişir.
Pulmoner Ödem: Ciddi bir ödem çeşididir. Akciğerde sıvı birikimi görülür. Ortaya çıkmasında kalp yetmezliği etken olabilir.
Serebral Ödem: Beyinde oluşan ödemlerdir. Tümör, felç veya travma gibi sebeplerden kaynaklanabilir. Ortaya çıktığı kişide hayati risk oluşturabilir.
Pedal Ödem: Genellikle ilaçların yan etkisinden kaynaklanır.
Ödemi Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Ödem oluşma riskini en aza indirmek için kişinin mutlaka yeterli miktarda su tüketmesi gerekmektedir. Bunun yanında vücudun sıvı tutulumunu arttırdığı için yiyecekler mümkün olduğunca az tüketilmelidir. Sofra tuzuna ek olarak salamura yiyecekler, turşu, gazoz ve kola gibi gazlı içecekler, kafein, çikolata ve meyankökü gibi besinler de vücuttaki sıvı birikimini arttırır ve kontrollü olarak tüketilmeleri gerekir.
Bunun yanında her ne kadar yararlı olsalar da haddinde fazla miktarda protein ve süt ürünleri tüketildiğinde de kişide ödem oluşma riski artmaktadır. Vücutta sıvı toplanmasını arttıran bu tür gıdalar tüketen kişiler durumu dengelemek adına bol su içmeli ve üzüm, armut, salatalık, tam tahıllı yiyecekler, yeşil yapraklı sebze yemekleri ve avokado gibi vücuttan sıvı atılmasını sağlayan besinleri tüketmelidir.
Böylelikle vücutta ödem oluşma riski en aza indirilmiş olacaktır. Beslenme düzenine ek olarak, kişinin kilosu da ödem oluşumu konusunda önemli bir yere sahiptir. Kişinin kilosu arttıkça damarlardaki dolaşım yavaşlar ve böylelikle sıvı dengesi bozulur. Bu yüzden kişi beslenmesine dikkat etmeli ve egzersiz yapmayı ihmal etmemelidir. Aynı zamanda arada sırada yapılabilecek masaj uygulamaları da kasların rahatlamasını ve böylelikle damarlardaki sıvı dolaşımının daha akıcı olmasını sağlayabilir.
Ödem Nasıl Atılır? Ödem Tedavisi Nasıl Olur?
Birçok ödem kendi kendine veya ufak yaşam tarzı değişikleriyle iyileşmektedir. Ancak kimi durumlarda ödemin vücuttan atılması için ilaç tedavisine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu durumda genellikle ‘diüretik’ olarak adlandırılan ilaçlar kullanılmaktadır. Ödemin kalıcı olarak tedavi edilebilmesi ise sadece ilaçla mümkün olmaz. Ödemi kalıcı olarak tedavi edebilmek için ödemin oluşumunun altında yatan asıl sebebi kontrol altına almak gerekir.
Bu sebep kişilerde aşırı hareketsizlik, kimi kişide tuzlu yemek tüketimi, kimisinde ise kullanılan ilaçların yan etkisi olabilir. İlaç tedavisi ve altta yatan diğer durumların tedavisine ek olarak, vücuttan ödem atılmasını kolaylaştırmak için çeşitli yöntemler mevcuttur. Bu yöntemleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:
- Ödemli bölgenin mümkün olduğunca hareket ettirilmesi.
- Ödemli bölgeyi kalp seviyesinden yukarıda tutmak.
- Ödemli bölgeye sıvıyı hareket ettirme amaçlı masaj uygulamak.
- Tuz kullanımını azaltmak.