Sahnedeki kıyafet tercihleriyle iddiasını sürdüren Gülşen, önceki gün konser verdi. Ünlü şarkıcıyı dinlemeye gelenler arasında yer alan modacı, “Herkes güzelliğin karşısında tırnaklarını yiyor” diyerek, Gülşen’i övgü yağmuruna tuttu
Giydiği iddialı sahne elbiseleriyle konuşulan Gülşen (45), son konserinde de cesur bir tercih ile hayranlarının karşısına çıktı. Önceki gece sahne alan ünlü şarkıcı, bej rengi dekolteli ve derin yırtmaçlı elbisesiyle yine ilgi odağı oldu.
“HERKES GÜZELLİĞİN KARŞISINDA TIRNAKLARINI YİYOR!”
Ayrıca gecede bir çiftin evlenme teklifine de şahit olan Gülşen, kendisini izlemeye gelen isimler arasında yer alan modacı Gülşah Saraçoğlu’na seslendi. Şarkıcı, “Hayatımda ilk kez sahnedeyken bir çiftin evlenme teklifine rast geldim. Gülşah’cığım; sen de gelinliği diker misin?” ifadelerini kullandı.
“Seve seve dikerim. Benim hediyem olsun.” şeklinde konuşan Saraçoğlu, ardından, “Ayrıca çok güzelsin. Sayende kısa tırnak modası çıktı. Herkes güzelliğin karşısında tırnaklarını yiyor.” diyerek, Gülşen’e övgüler yağdırdı.
ELEŞTİRİLERE YANIT VERMİŞTİ
Öte yandan şarkıcı Gülşen, son dönemde tercih ettiği sahne kıyafetleriyle ilgili hem meslektaşları hem de bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından eleştirilmişti. Son olarak eşi Ozan Çolakoğlu’ndan boşanacağına dair iddiaları yalanlayan Gülşen, kendisine gelen tepkilere de yanıt vermişti.
Gülşen’in sosyal medya hesabından eleştirilere yanıt verdiği o açıklama şu şekildeydi:
‘Bu kıyafet plajda giyilir ama sahnede giyilmez.’ ‘Bu kıyafeti sesi olmayan, şarkılarıyla gündeme gelemeyen giyer ama sanatkâr olan giymez.’ ‘Bu kıyafeti yabancılar giyer ama burası Türkiye.’ Giyemez.’ ‘Hadi giydi ama o dansı edemez.’ ‘Evliliği yolunda değilse, aldatılıyorsa, boşanıyorsa ve yeni bir erkek peşindeyse giyer ama her şeyi yolunda giden bir evliliği varsa giymez.’ ‘Şu ana kadar tamamdı ama bu sefer limiti aştı.’
Şimdi tüm o ‘ama’ların sonrasındaki cümlelerinize cevaben:
Ben bir kadın bedeninde dünyaya gelmiş bir insanım. İsmim Gülşen. 26 yıldır tek başıma ayaklarımın üzerinde duruyor ve arı gibi çalışıyorum. Hiç kimseye muhtaç değilim. Pop müziğe değer ve yenilik katabilmek adına sayısız şarkı yazdım. Tabii bu uzun yolculukta hiçbir şey bana altın tabakta sunulmadı. Düştüğüm, kalktığım, mücadelesini verdiğim, çok da yaralandığım oldu elbet. Ama bugün geldiğim noktada ve her zaman, ihtiyacım olan gücü hep kendi içimde buldum. Taştan duvardan olmadığımı, sadece bir insan olduğumu hep hatırlattım kendime.
“HİÇBİR SIFATIN KÖLESİ DEĞİLİM, KİMSEYE AİT DEĞİLİM”
Mesleki hayatım boyunca hep zamanın ruhunu okumaya inandım. Müziğimin, bedenimin, zihnimin hep özgür ve bağımsız kalabilmesine gayret ettim. Var olanla yetinmeyip yenilenmeye, değişime açık kalmanın mesleğimi en doğru biçimde icra edebilmek için en önemli unsur olduğunu hep bildim.
Meğer insan performansına gösterdiği özeni giyimine de gösterince sanatkârlığı yok oluyormuş. Vazgeçmem istenen şey, daha az göze batmak ya da daha çok onay görmek için kendimi, bedenimi, vizyonumu yok etmem mi? Yoksa asla inanmadığım belirli yaftalara itaat etmem mi? Ben de bu satırları tam da o yüzden yazıyorum.