Okinawa, uzun yaşayan insanların adası… Yaşama amacı olan, az yiyen ama çok üreten insanların yaşadığı Japonya’da bir ada! Okinawa’da kalp krizi, kanser ve beyin kanaması riski, Avrupa ülkelerine oranla yüzde 80 daha az. Obezitenin ne olduğunu bile bilmiyorlar!
Somurtkanlığın uzağında bizi sık sık depresyona sürükleyen bir çağdaşlaşmanın içerisindeyiz. Okinawa’da aksine bir hoşnutluk vardır. Güneşten hoşnutturlar, kokulardan, komşularıyla çene çalmaktan, kısaca orada olmaktan hoşnutturlar. Yaşamlarını kaybetmemek için basit, ama önemli şeyleri vardır.
Okinawa halkının dünyaya yayılmaya başlayan bir sırrı var: Ikigai. “IKIGAI” iki sözcüğün birleşmesinden oluşuyor. “IKI” hayat, “GAI” hedef, amaç ve gaye anlamına geliyor. Yani ikigai bir hedefe, gaye ya da arzuya hiçbir zorlama olmadan içten ve kendiliğinden bağlılık hissetme duygusu anlamına geliyor. İşte, seni yataktan fırlayarak çıkartan ve hedefine odaklanmanı sağlayan da bu duygu. Sabah yedide alarmın çalıp uyandığında, yatağından doğrulup halıya boş boş bakmaya başladığında, neden hayatta olduğunu sorguladığında ihtiyacın olan şey. Hayatına bir anlam katan, bir misyon yükleyen, çevren için faydalı olacağını hissettiği bir amaç.
Okinawa’da yaşamak için bir amaç vardır, mutluluğun virüsleri tarafından zorla bulaşan bir amaç. Büyüteçle bakıldığında Okinawa’da her şeyden önce rahat bir düzen vardır! Elbette özel beslenme de vardır, tüm sağlıklı besinler, anti-stres maddeler üreten yiyecekler, vitaminler, magnezyum, bitkisel proteinler, iyi yağlar içeren besinler…
Ama iyi ve sağlıklı olan başka faktörler de vardır…
* Zaman kavramları farklıdır: Hoş olmayan bir şekilde sağa sola telaşla koşulmaz, akşam oluyor diye yarım olan her şeyi tamamlamaya çalışmazlar, küçük kuyruklarda vakit öldürmezler, bir otobüse yetişmeye uğraşmazlar kuşkusuz beklemezler de… Bir günü 24 saat olarak sınırlandırmazlar.
* Kadınlar ve Yaşlılara saygı : Toplumda yetişkinlerin yeri bizim onlara ayırdığımız yerden tümüyle farklıdır. Batılı gençlerin uzağında, Okinawa’da yeni nesil, yaşlılarla karşılıklı uyum içerisindedir, yetişkinlere saygı gösterir ve saygı duyarlar. Kadınlar özellikle bazı yaşlarda ailesel ve sosyal dokuda köklü bir rol oynarlar.
* Dostluk anlayışı çok gelişmiştir. Komşular arasında sohbetler, birbirlerine gidip gelmeler (sadece özel günlerde, bayramlarda değil), yardımlaşmalar yaygındır. İletişim çok güçlüdür..
* Kişilikleri ve yaşam stilleri sayesinde Okinawa’lılar doğal koruyucu bir kalkan ortaya çıkardılar: Anti-stres! Hiç çabalamaksızın kendi kendilerini kontrol edebildiler (öfke patlaması olmadan, uygunsuz hareketlerde bulunmadan), tabiattan zevk aldılar. Herkes büyük bir uyum içerisindeydi ve bütün felaketlerde iyimserdiler (tarihsel geçmişlerinin zenginlikleriyle uyumlu olarak) .
* Olumsuz duygu oranları çok düşüktür: Kin, düşmanlık yoktur, kaygı aşağı düşme düşüncesi yoktur. Örneğin; düşüncesiz ya da içgüdüsel hareket etmezler, güvensizlik duyguları yoktur. Bütün bunlar ortaya koyar ki Okinawa’lılar kusursuzluğun karşısındadırlar ve stres onların üzerinde pek etki etmez. Onların güçlü kişiliklerinde hiçbir pürüz yoktur, aksine: Ünlü asırlık insanlar incelendiğinde iyi gelişmiş bir karaktere sahip oldukları görülür.
Kısacası, ılımlı, uysal, iyi yetişmiş ve ruh bozuklukları olmadan yaşayan bir toplulukturlar.. IKIGAI kitabından bir alıntı ile bitirelim;
“Ikigainizi bulmak için kendinize öncelikle şu soruları sorun:
1- Bu hayatta beni en çok mutlu edecek şey ne ve gerçekten ne yapmak istiyorum?
2- Ben neyi seviyorum? Beni en çok heyecanlandıran şey ne?
3- Asıl yeteneğim, iyi olduğum şeyler ne? Bunu ortaya nasıl çıkarabilirim?
4- Kendi sıkıntılarımdan arınıp en son ne zaman dünyayı hatırladım?
İşte bu sorulara verdiğiniz cevapların kesişim noktası ikigainiz. Yani hayatta daha mutlu olmanın anahtarı. Ve hiçbir şey için geç değil. Sadece Japonlar’ın kültüründe olup bizim kültürümüzde olmayacak bir şey de değil. Emekliliği beklemeyi bırakın. Mutluluğu yarınlara ertelemenin anlamı yok.” 😉
